Ayrılmak...
Bugünlerde zihnimde dönüp dolaşan, ruhumda esip geçen tek bir şey var: ayrılık... Ben küçükken bir arkadaşım "Her güzel şeyin bir sonu vardır" demişti, o an ona çok kızmıştım ama yüreğime oturmıştu bu söz. Ayrılık korkusu sanırım o gün ilk defa ruhuma yerleşmeye başladı. Hayatıma değer verdiğim dostlar girdikçe de hissettirmeden kök salmaya başladı bu korku ama bilirsiniz korkunun ecele faydası yoktur. Ben de herkes gibi kaç dosttan ayrı düştüm, unutuldum, ayrıldım... Zaman dediler... İlaçtır her yaraya hele ki ayrılığa... İnanmaktan başka çarem yoktu ama gördüm ki ayrıldığımız insanlar aslında hiç unutulmuyor. Kendinizi günlük hayatın koşturmacasına verseniz de gece yatağınıza yattığınızda onlar geliyor aklınıza. Kapattığınızda gözlerinizi yine onların simaları geliyor gözünüzün önüne. Ayrılığın ilacı yok. Yalnızlığın da ilacı yok... Zaman sadece acıların şiddetini azaltıyor o kadar...
Ortaokuldayken Çalıkuşu'nu okurken ayrılıkla ilgili Reşat Nuri'nin bir benzetmesi vardı, çok hoşuma gider bu benzetme hala hatırlıyorum. Der ki Reşat Nuri, insanlar arasında görünmeyen ince bağlar vardır, birbirlerinden uzaklaştıkça bu bağlar gerilir ve canlarını yakar.
Hayatıma giren değerli dostlarımdan biri daha gidiyor, ayrılıyor benden... Bir parçamı da alıp götürecek... Her giden giderken bir parçamı da alıp götürüyor ve onlar uzaklaştıkça canım daha çok acıyor. Her giden bir parçamı götürürse bana ne kalır geriye? Candan Erçetin'in bir şarkısı geldi aklıma:
"Parçalandım
Ve her bir parçam ayrı yere bıraktım..." diye devam eden şarkısı...Ben artık parçalanmak istemiyorum. Bulduklarımı kaybetmek istemiyorum. Sonunda ayrılık varsa aşkı bile istemiyorum.
Özlem, ayrılık, unutulmak, yalnızlık.....
Bu dunya zaten basli baslina ayriliklarin mekani degil mi?
Hic bir seye, hic kimseye tam olarak baglanmamak, ayrilik&olum fikrini aklimizdan hic cikarmamak gerekiyor. Allah sevdiklerimizle cennette mutlu olmamizi nasip etsin inshallah..
Gece yatagimiza yattigimizda sevdiklerimiz, ayri kaldiklarimiz aklimiza geldigi icin uykusuzluktan bayilana kadar yatagima girmiyorum.
Ancak o sekilde yatagima uzandigimda dusuncelerimi engelleyebiliyorum.
Hasret ruzgarlari hep esecek. Oyle anlar olurki balyoz gibi agir bir darbe hissedersin gogsunde.. Nefessiz kalirsin bir an..
Yazini okuduktan sonra hissettigim gibi..
Haklısınız...Bu dünya ayrılıkların mekanı... Ancak cennet mi ruhumuzu tatmin edecek, tam olarak mutlu edecek? Hasret rüzgarları dediğiniz gibi hep ama hep esecek ve bizi ordan oraya savuracak... Ne zor imtihandır ayrılık, özlem... Rabbim kaldıramayacağımızdan ağır yüklerle bizleri imtihan etmesin...
Amin.
» Post a Comment