<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d22298983\x26blogName\x3dRosygarden\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://rosygarden.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3den_US\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://rosygarden.blogspot.com/\x26vt\x3d386779555067991278', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Rosygarden

Just a rose trying to survive in a big and cruel garden...
 

Back Again....

Thursday, February 22, 2007

Sevgili Blogum,

Seni uzun zamandır ihmal ettim. Ne zamandır iki satır yazamadım. Nerdeyse iki ay olacak. İki aydır neler olup bitti, neler gecti... Sanki hiç biri yasanmadı. Günlük hayatın koşturmacasına öylesine kapılmışım ki neyi yaşadığımın bile farkında değilim. Önüme ne gelirse yaşıyorum, hissediyorum ve tüketiyorum. Sorgulamaya, düşünmeye, dinlenmeye, dinlemeye ve dinlenilmeye vakit bulamıyorum. Sanki hiç durmaksızın ve önüme ne çıkarsa çıksın koşmak zorundaymışım gibi... Nefes nefese kalsam da, önüme kocaman engeller çıksa da duramazmışım, durmamalıymışım gibi koşuyorum. Ayaklarım ve bedenim koşmaya devam ediyor ama ruhum çok gerilerde kaldı sanırım. Yaşadıklarımı yaşıyorum ama neden ve nasıl yaşıyorum anlayamıyorum. Yaşam öyle hızlı akıp gidiyor ki ne yaşadığımı hatırlayamıyorum. En son aklımda kalanlar da hiç hatırlamak istemediğim ve yaşamaktan pişman olduğum anlar... Her şeyi unutuyorum ama nedense ilk başta unutmam gerekenleri zihnimden silemiyorum. Ebru Gündeş 'in şarkısını mırıldanıp duruyorum:

"Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?
Kim bilir ne bekliyor? Kalır mıyım ölür müyüm?
Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?"

Tekrar umutlanmak, tekrar önemli olmak, tekrar hayal kurmak istiyorum ama içimdeki ses buna hakkın yok diyor... İçimdeki ses sadece git diyor... Sadece git... Olabildiğince uzaklara, herkesten ve herşeyden uzağa git diyor... Ama gidecek gücü kendimde bulamıyorum. Kalınca da sabredemiyorum. Bu dünyanın yükü altında ezilip kalıyorum. Azrail (a.s.) 'ın emanetini almasını bekliyorum o kadar...
 

Powered by Blogger
make money online blogger templates

   





© 2006 Rosygarden | Blogger Templates by Gecko & Fly.
No part of the content or the blog may be reproduced without prior written permission.
Learn how to Make Money Online at GeckoandFly